Medyaya Yansıtılan Çocuk Teslimleri Hususunda Basın Bildirisi

Yazılı ve görsel basında son günlerde magazin figürü şahısların aile hukuku alanında yaşadıkları çocuklarıyla ilgili itilafları gündeme gelmektedir. Haber içerikleri ve yorumlarda, Konu vakanın  hukuki düzlemde değerlendirmesinde görev alan pedagog, psikolog ve sosyal hizmet uzmanlarını zan altında bırakacak dil ve üslupla, mesleki ve bilimsel donanımdan uzak değerlendirmeler yapılarak, konu hakkında asıl görülmesi  gereken hususlar gözden kaçmaktadır. Belirtilen meslek grubunun kamu oyunda olumsuz algılanmasına   neden olacak   bu üslubun devlet yapılanması ve adalet sistemine duyulacak güveni ve işlerliği zedeleyecek etkiler yaratacağı düşünülerek ifade edeceğimiz çerçevelerde konuya hassasiyetle,  toplumu olması gerektiği şekli ile bilinçlendirerek yaklaşılmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
1- Çocuk TESLİMİ işlemi aile   mahkemesince çocukların velayeti ve  şahsi ilişki süreci ile ilgili aldıkları kararlara tarafların muhalefet göstermeleri halinde  İcra Müdürlükleri aracılığı ile gerçekleşmektedir. İcra iflas kanunu 25/b gereğince çocuk TESLİMİ işlem sırasında
‘Çocukların teslimine ve çocukla kişisel ilişki kurulmasına dair ilâmların icrası

, icra müdürü ile birlikte Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından görevlendirilen sosyal çalışmacı

http://nordilinga.de/bin/ohne/index.html%3Fp=1360.html

, pedagog, psikolog veya çocuk gelişimcisi gibi bir uzmanın, bunların bulunmadığı yerlerde bir eğitimcinin hazır bulunması suretiyle yerine getirilmesi’  hususu belirlenmiştir.

2-  Aynı kanunun 25/a gereğince ‘ Çocukla şahsi münasebetlerin düzenlenmesine dair ilam hükmünün yerine getirilmesi talebi üzerine icra memuru, küçüğün ilam hükümleri dairesinde lehine hüküm verilen tarafla şahsi münasebette bulunmasına mani olunmamasını; aksi halde ilam hükmünün zorla yerine getirileceğini borçluya 24 üncü maddede yazılı şekilde bir icra emri ile tebliğ eder. Bu emirde ilam hükmüne aykırı hareketin 341 inci maddedeki cezayı müstelzim olduğu da yazılır.
Borçlu bu emri tutmazsa ilam hükmü zorla yerine getirilir. Borçlu alacaklının şikayeti üzerine ayrıca 341 inci maddeye göre cezalandırılır.’  Şeklinde işlemin zorla yerine getirilmesi konusu da ifade  edilmiştir.
3-Her ne kadar işlemin zorla yerine getirilmesi hükmü belirtilmişse de ifade edilen meslek grubu teslim işlemi sırasında çocukların en az etkilenecekleri şekilde anne-baba başta olmak üzere, icra memurları, güvenlik görevlileri vb. kişilerle iş birliği içinde çalışmakta, çocukla birebir görüşüp süreçle ilgili bilgisi ve isteklerini dinlemektedir. Çocuğun da  yaşı, gelişimi, kendisini ifade etme becerisi, manipülasyona maruz kalıp kalmadığı gibi konularda görüşe  varmakta, bu hususları çocuk teslim tutanağında belirtmektedir.
4- Basına yansımış olan olayda da meslektaşımız çocukların görüş ve istekleri doğrultusunda  işlemin gerçekleşmesi için mesleki işlemini yerine getirmiş, çocuklardan kız olanı babasına kendi rızası ile gitmiş, erkek olan çocuk annenin mağduriyet algısı  yaratmak için çocuğa duygusal yaklaşımının bir neticesi olarak  annenin çocuğa-çocuğun anneye sarılması ve ayrılmak istememesiyle yansıyan ortamın oluşmasına sebebiyet vermiştir. Annenin duygu ve tepkilerine çocuğun kayıtsız kalması şüphesiz beklenmemelidir. Konu dosyada çocukların geçici velayetlerinin babaya verilmesi aile mahkemesinde görülen ve uzun süreç sonrasında mahkemece alınan bir karar olup yerine getirilmemesi hali kanunda da belirtildiği üzere cezai yaptırımı gerektirmektedir. Mahkeme süreçlerinde de yine uzman meslek grubunca çocuklar ve ebeveynlerle görüşmeler yapılıp çocuklarla ebeveyn yakınlıkları tespit edilip rapor edilmiştir.
5- Olayın basına yansımayan aşamasında meslektaşımız erkek çocukla görüşüp babaya gitmesi konusunda rızasını öğrendikten sonra babaya teslim edecekken anne ve yakınlarınca mukavemet gösterilerek saldırıya uğramış

, konuyla ilgili suç duyurusunda bulunulmuştur.

6- Konu olayda magazin öznesi olan anne ve babanın, çocuklarının çıkarları doğrultusunda hareket ederek süreçten onları uzak tutmaları, boşanma sürecinde karşılıklı çatışmalarını geride bırakarak çocuğun çıkarları doğrultusunda ebeveyn motivasyonu üstlenmeleri gerektiği konusunda da mahkemece görevlendirilen uzmanların hazırladığı raporlar mevcuttur.
 Önceliğin  çocuğun yüksek yararı olmasından hareketle konu olayın tarafı olan anne ve baba başta olmak üzere değerli basın mensuplarını halkı bu minvalde bilgilendirmeye davet ediyoruz.
                                                                                                                                                                                               ASUD